Coffee Beans olarak tüm dünyanın en lezzetli kahvelerini Türkiye’nin her yerindeki kahve tutkunlarına ulaştırırken bir yandan da kahve kültürüne dair bilinmesi gereken her şeyi sizinle paylaşmayı sürdürüyoruz. Kahve tadımı sandığımızdan daha önemli… Çünkü insanlar ödedikleri paranın karşılığını tam olarak alabilmek isterler. Bir kahve dükkanına gidip espresso sipariş ettiğimizde esasında fincanın içindeki kahve miktarına göre fazla para ödüyoruz. Öyleyse neden içebileceğimiz en lezzetli kahveyi tercih etmeyelim? Bu yüzden Coffee Beans olarak bir gurme gibi kahve tadımı yapabilmeniz ve kalitenin kokusunu, tadını tanımlayabilmeniz için gerekli tüm bilgileri bir araya getirdik.

Birçok insan kahve dükkanına gittiğinde eğer bu konuda bilgisi yoksa iki çekirdeğin arasındaki farkı tam olarak algılayamaz. Birbirlerinden çok da farklı olmadıklarını düşünür. Fakat bu yazıdan sonra tat alma reseptörleriniz eskisine göre daha iyi çalışacak ve taze kahve çekirdeklerinin tadına bu defa daha iyi varacaksınız. İlk olarak eşsiz kahve lezzetini meydana getiren beş bileşenden söz edelim. Bunları tanıdıkça ayırt etmeniz de kolaylaşacaktır.

Aroma

Kahve tatmanın ilk aşaması Aroma, demlemek adına öğüttüğümüz kahveden ve demlendikten sonra fincandan yayılan kokuların burnumuza ulaştığı ilk anda yaşadığımız hissiyattır. Bu ilk hissiyat, sadece aroma hakkında değil aynı zamanda asitlik ve tat hakkında da bir takım fikirler oluşmasına yardımı olur. Bu aşamada kahvenin aromasını (Bitkisel, Meyvemsi, Topraksı) tanılamaya başlarız.

Asitlik

Kahve tadarken ikinci adım Asitliktir ve asitliği bulunmayan kahveler deyim yerindeyse kelimenin tam anlamıyla cansız ve donuktur. İçerken bize rahatsızlık hissi verecek kadar ekşi bir hal almadığı sürece kahvenin asitlik oranı içindeki aromaları sıkıştıracak bir kıvama sahip olmalı. Kahvemizi bir defa yudumladıktan sonra içmeye devam etmek için duyduğumuz karşı konulamaz isteğin kaynağı kahvenin asitliğidir. Asitler kahvenin sahip olduğu aromaları da belirler. Kahve çekirdeklerinde bulunan başlıca asitler şunlardır:

Klorejenik Asit

Klorejenik Asit tüm bitkiler arasında en çok kahve bitkisinin içinde bulunur ve aslında kahve tadıyla özdeşleşen, içerken en çok hissettiğimiz, kahvenin tadı olarak bildiğimiz his Klorejenik Asitten başkası değildir. Arabica’ya nazaran Robusta’nın içerisinde Klorejenik Asit daha yoğun şekilde kendine yer bulur.

Endüstriyel tarım metotları kullanılarak daha çok düşük rakımlı arazilerde yetiştirilen kahve çekirdeklerinde Klorejenik Asit dışındaki asitlerin daha az olmadı dikkat çeker. Bu asit sahip olduğu baskınlığını kavrulurken kullanılan ısıdan almaktadır. Yani koyu kavrulmuş kahvelerde her zaman için Klorejenik Asit baskın olacaktır ve bu esasında kahve içtikten sonra midemizde meydana gelen yanma hissinin de temel sebebidir. Endüstriyel yöntemle değil nitelikli kavurma metoduyla orta seviye kavrulmuş çekirdeklerde Klorojenik Asitin baskınlığı azalır ve diğer asitlerin tadına varma şansımız artar.

Sitrik Asit

İçtiğimiz kahveden mayhoş bir tat alıyorsak bu Sitrik Asit sayesindedir. Özellikle limon, turunç ve benzeri turunçgillerde bulunan asit de Sitrik Asittir.

Fosforik Asit

Kahveniz tatlı mı geliyor? İşte bunu portakal ve mango gibi meyvelerin içinde de bolca bulunan Fosforik Asit’e borçlusunuz.

Malik Asit

Elma ve Armut gibi meyvelerde bolca bulunan Malik Asit yeterince olgunlaşmamış kahve kirazlarının hasat edildiği durumlarda yoğun şekilde hissedilir.

Tartarik Asit

Üzüm de yoğun şekilde bulunan Tartarik Asit’e gereğinden fazla maruz kalırsak bu adeta bir sirke hissi yaratacaktır. Eğer dengeli şekilde kahvede bulunuyorsa bu defa şarap tadının tonlarını hissetmeye başlarız. Buradaki esas önemli olan şey dengedir.

Asetik Asit

Sirkede bulunan asit olan Asetik Asit eğer kahve içerisinde yoğun biçimde hissediliyorsa bu kahvenizin ideal koşullarda işlenmediğinizi anlamanızı sağlar.

Kinik Asit

Kahve içerisinde yer alan diğer asitlerin bozulması veya bayatlaması halinde ortaya Kinik Asit çıkacaktır. Coffee Beans olarak önceki paylaşımlarımızda kahvenin kavrulmasının ardından tüketilmesi gereken ideal süre aralığından söz etmiştik. Otuz ila kırk günlük bekleme süresini aştıktan sonra kavrulmuş kahvelerde Kinik Asit’in ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır.

Gövde

Kahve içerken damağımızda hissettiğimiz yoğunluk ya da bir başka deyişle kahvenin özgül ağırlığını, gövde olarak adlandırırız. Bu yoğunluğun kalitesi ve niteliği aynı zamanda kahvenin içinde yer alan aromanın ve asitlerin de daha iyi hissedilmesini sağlayacaktır. Gövde kısmının yeterince hissedilmediği kahveler çoğu zaman kelimenin tam anlamıyla hayal kırıklığıdır. Öğütülme ve demleme biçimi gövde açısından en belirleyici iki unsur niteliğindedir.

Lezzet

Lezzetin değerlendirilmesi kahve tatma sürecinin ilk üç basamağının sizdeki izlenimlerinin bir özeti gibidir. Bir kahvenin lezzetine karar vermek, Aroma, Gövde ve Asitlik kavramlarına dair bütün hislerinizi süzgeçten geçirdiğiniz bir süreçtir. Kahvenin lezzetini değerlendirirken kullanılan terimler, “dengeli, temiz, karmaşık, kaba”  ve benzerleridir. Bununla birlikte kusur belirtmek için sirke gibi, patates gibi veya çimenli gibi terimler de kullanılır. Bunun dışında çikolata, bal, fındık, gibi pozitif söylemler de meyve tonlarını vurgulamak için kullanılır.

Son

Kahve tatma eyleminin son aşaması ise kahveyi içip bitirdikten bir süre sonra damağınızda kalanların size söylediklerine kulak vermektir. Mutluluk, pişmanlık veya beklentilerinizin aksi bir tatla karşılaştıysanız hayal kırıklığı…

Coffee Beans Ürünleri

Artık bir kahveyi tadarken nelere göre değerlendireceğinizi biliyorsunuz. Öyleyse Coffee Beans’in dünyanın her coğrafyasında yetişen en kaliteli çekirdeklerden üretilmiş kahvelerini tadarak kendinizi şımartmanızın zamanı geldi. Coffe Beans hiçbir aroma kaybı yaşamadan ideal sürede siparişleri Türkiye’nin her bir yanındaki kahve tutkunlarına ulaştırıyor. Siz de Coffee Beans’le tanışmakta geç kalmayın.